Haberler > Gökçeada Haberleri > Gökçeada’da Jeolojik Miras Çalıştayı Düzenleniyor.
🕓 Yayın: 24.04.2025 14:17 🔁 Güncelleme: 24.04.2025 14:19 👁️ Görüntülenme: 19
WhatsApp Facebook X

Gökçeada’da Jeolojik Miras Çalıştayı Düzenleniyor.

Gökçeada Jeolojik Miras Çalıştayı

Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası olarak eşsiz doğal güzellikleri ve jeolojik mirasıyla dikkat çekiyor. 25-26 Nisan 2025 tarihlerinde Gökçeada Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenecek olan “Gökçeada Jeolojik Miras Çalıştayı”, adanın jeolojik zenginliklerini, jeokoruma stratejilerini, jeoturizm potansiyelini ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini masaya yatıracak. Bu önemli etkinlik, adanın doğal mirasını koruma ve tanıtma yolunda atılmış büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Çalıştay, alanında uzman akademisyenlerin katılımıyla bilimsel oturumlar ve tartışmalarla dolu iki gün sürecek. Gökçeada Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Adanın jeolojik zenginlikleri ve doğal mirası, bu çalıştayda detaylı bir şekilde ele alınacak. Jeoturizm potansiyelini artırmayı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu önemli etkinliği halkımızla buluşturmaktan mutluluk duyuyor, 26 Nisan Cumartesi günü tüm doğaseverleri Gökçeada Halk Kütüphanesi’nde düzenlenecek oturumlara davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

Gökçeada’nın Jeolojik Oluşumu ve Doğal Zenginlikleri

Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası olarak Ege Denizi’nin kuzeyinde, Çanakkale Boğazı’nın girişinde yer alır. Ada, jeolojik açıdan genç bir oluşuma sahip olup, yaklaşık 200 milyon yıl öncesine dayanan bir geçmişe sahiptir. Bu süreçte, adanın şekillenmesinde tektonik hareketler, volkanik faaliyetler ve erozyon gibi doğal süreçler önemli rol oynamıştır.

Gökçeada’nın jeolojik yapısı, Paleozoik ve Mezozoik dönemlerden kalma kayaçlarla zengin bir çeşitlilik sunar. Ada, özellikle volkanik bir zemine sahiptir ve bu nedenle volkanik kayaçlar, lav kayaları, ponza taşları ve sualtı mağaraları gibi benzersiz jeolojik oluşumlar barındırır. Adanın kuzey ve kuzeybatı kıyılarında, rüzgâr ve dalga erozyonunun etkisiyle şekillenmiş ilginç kaya formasyonları bulunur. Örneğin, Kaşkaval Burnu’nda (Peynir Kayalıkları) ve Yıldızkoy’da görülen bu oluşumlar, doğanın milyonlarca yıllık çalışmasının birer kanıtıdır. Ayrıca, adada granit ve demir gibi yeraltı kaynakları da mevcuttur, ancak bu kaynakların çıkarılmasına yönelik girişimler ada halkı ve yerel yönetimler tarafından çevresel kaygılar nedeniyle engellenmiştir.

Gökçeada’nın jeolojik oluşumunda Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın etkisi de büyüktür. Ada, bu fay hattının devamı üzerinde yer alır ve bu nedenle tektonik açıdan aktif bir bölgededir. Fay hattının varlığı, adanın çevresindeki deniz tabanında derin çukurlar oluşmasına neden olmuştur; örneğin, Gökçeada ile Samotraki Adası arasında Ege Denizi’nin en derin noktalarından biri bulunur ve bu derinlik 1 kilometreyi aşar. Bu tektonik hareketler, adanın engebeli yapısını ve volkanik karakterini şekillendirmiştir.

Adanın doğal zenginlikleri de jeolojik yapısıyla yakından ilişkilidir. Gökçeada, su kaynakları açısından dünyanın en zengin adalarından biridir ve içme suyu bakımından kendi kendine yetebilen nadir yerlerden biridir. Zeytinli Barajı, adanın su ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynar. Ayrıca, adanın güneybatısında yer alan Tuz Gölü, deniz suyunun buharlaşmasıyla oluşmuş bir lagündür ve göçmen kuşlar için önemli bir yaşam alanıdır. Flamingolar, suna, angıt, ördek türleri, kumkuşu ve martılar gibi birçok kuş türü, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında bu gölde konaklar. Tuz Gölü’nün çevresindeki siyah çamur, bazı hastalıklara iyi geldiği düşünülerek halk tarafından kullanılmaktadır.

Gökçeada’nın bitki örtüsü de jeolojik yapısı ve iklimiyle şekillenmiştir. Volkanik toprakların verimliliği, adada zengin bir bitki örtüsünün oluşmasını sağlamıştır. Ormanlar, makilik alanlar ve zeytinlikler adanın coğrafyasında öne çıkar. Özellikle 300-400 yıllık asırlık zeytin ağaçları, adanın tarımsal zenginliğini gözler önüne serer. Adada tarım arazilerinin büyük bir kısmı zeytinliklerden oluşurken, tahıl, üzüm, ayçiçeği, mısır ve yöresel meyveler de yetiştirilir. Güney kıyılarında erozyonu önleyen geven çalıları, adanın ekolojik dengesine katkı sağlar.

Deniz yaşamı açısından da Gökçeada oldukça zengindir. Adanın kuzey kıyılarında, Yıldız Koyu’ndan Kuzu Limanı’na kadar uzanan bölge, 1999 yılında Türkiye’nin ilk Sualtı Milli Parkı olarak koruma altına alınmıştır. Bu bölgede 180’den fazla deniz canlısı türü tespit edilmiştir ve avcılık faaliyetleri yasaklanarak biyolojik çeşitlilik korunmaktadır. Ayrıca, adanın kuzeyinde fokların yaşadığı beş sualtı mağarası bulunur, bu da adanın doğal zenginliklerini daha da özel kılar.

Gökçeada’nın jeolojik oluşumu ve doğal zenginlikleri, adayı hem bilimsel araştırmalar hem de doğa turizmi açısından eşsiz bir destinasyon haline getirir. Volkanik yapısı, zengin su kaynakları, biyolojik çeşitliliği ve erozyonla şekillenmiş kaya formasyonları, adanın milyonlarca yıllık doğal mirasını gözler önüne serer.

🖼️ Haber Görselleri

Bu haber sayfası Gökçeada ile ilgili güncel bir gelişmeyi aktarmaktadır. Başlık: Gökçeada’da Jeolojik Miras Çalıştayı Düzenleniyor. — Yayın Tarihi: 24.04.2025 14:17.

Lütfen gerekli alanları doldurunuz*